
Ani Arkeolojik Alanı - Kars
Yüzyıllar boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve birçok savaşa tanıklık etmiş olan Ani, bir zamanlar önemli bir bölgesel merkezdi. "1001 Kilise Şehri" olarak da bilinen Ani'de 40 kilise, şapel ve anıt mezar tespit edilmiştir.
Kars'tan 48 kilometre uzakta, Türkiye-Ermenistan sınırında, Arpaçay nehri yakınındaki şehir kenarında yer alan Ani, Ermeni Bagratuni hanedanı döneminde önemli bir güç ve kültür merkeziydi. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan Ani Harabeleri'nin artık kalıcı listeye alınabilmesi için çaba gösterilmektedir. Sayısız deprem ve savaşa tanıklık eden şehir, 2011 yılından bu yana kazı ve restorasyon çalışmalarıyla yeniden canlandırılmaktadır.
Ani'yi çevreleyen surların içinde, Bagratuni Ermenilerinden Bizanslılara, Selçuklulardan Gürcülere ve Osmanlılara kadar tarihi şehirde birçok kalıntıyı görmek mümkündür. Ani'yi çevreleyen ve Bagratuni hanedanı tarafından savunma amacıyla inşa edilen surlar, önce Bagratuni ile Bizans, ardından Bizans ile Selçuklu arasında kanlı çatışmalara tanıklık etmiştir. Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan Ani, Gürcü ve Selçuklu mimarisine ait örneklerin yanı sıra Ermeni mimarisinin olağanüstü örneklerini de barındırır. İpek Yolu üzerinde kurulmuş olması, Ani'yi döneminin en zengin şehirlerinden biri yapmış ve önemini artırmıştır.
1319'daki ani depremde büyük hasar görmüş, ardından Timur tarafından ele geçirilip yıkılmıştır. Buna rağmen, 1535 Osmanlı-İran savaşında tamamen terk edilene kadar şehirde bir nüfusun yaşadığı anlaşılmaktadır.
1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Ruslar tarafından ele geçirilen bölge, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Osmanlılar tarafından geri alınmıştır. Ancak Ani platosu daha sonra yeni kurulan Ermenistan Cumhuriyeti'nin eline geçmiştir. 1920'de Ani, Kurtuluş Savaşı sırasında son kez el değiştirmiş ve Türkiye Cumhuriyeti'ne dahil edilmiştir.
78 hektarlık bir alanı kaplayan ve 4500 metre boyunca surlarla çevrili olan Ani'nin, Smpat II (977-989) ve oğlu Gagik (989-1020) döneminde nüfusunun 100.000'i aştığı tahmin edilmektedir.
Ani Katedrali'nin kırmızı taşlarla yapılmış tavanı 1319'daki depremde çökmüş ve daha sonraki bir depremde başka bir köşesi yıkılmış olsa da, bugün hala anıtsal bir yapı olarak ayakta durmaktadır.
Ermeni Kralı Gagik I döneminde 1001 yılında tamamlanan kilise, Ani'nin nüfus ve zenginlik açısından zirvede olduğu döneme tanıklık etmiştir. Bu kilisenin Ermeni mimarı Trdat, daha sonra Bizans döneminde Ayasofya'nın kubbesini onarmıştır.
Bölgedeki bir başka kilise, Ermeni Bagratuni hanedanının sanatsal yeteneğinin bir göstergesi olarak kabul edilir. Bir zamanlar 19 kemer ve kubbesiyle mimari bir harika olan ve yerel kırmızı-kahverengi volkanik bazalt taşından yapılan kilisenin kalıntıları, bugün bir destekle ayakta durmaktadır. Bu kilisenin, İsa'nın çarmıha gerildiği haçın küçük bir parçasını içerdiği de söylenmektedir.
- yüzyılın sonlarında inşa edilen Aziz Gregor Kilisesi, 12 kenarlı şapeli ve kubbesiyle hala görkemlidir. 1900'lerin başında kilisede bulunan anıt mezar, Bagratuni Ermenilerinden Prens Grigor Pahlavuni'ye aittir. Ancak Ani'deki diğer şeyler gibi bu mezar da 1990'larda yağmalanmıştır.
Bu kilisenin karşısında kayalara oyulmuş mağaralar bulunmaktadır. Bazı tarihçiler, bunların Ani'den daha eski olduğunu söyler. İzler, bu mağaraların Ani döneminde mezar ve kilise olarak kullanıldığını ve 20. yüzyılın başlarında hala bu mağaralarda insanların yaşadığını göstermektedir.
Buradaki bir başka kilise ise Surp Kirkor Kilisesi'dir. 1215'te inşa edilen kilisenin içi, İsa ve Aydınlatıcı Grigor'un freskleriyle süslenmiştir. Uzmanlar, o dönemin Ermeni sanatında detaylı fresklere rastlanmadığını, dolayısıyla kilisedeki fresklerin muhtemelen Gürcü ressamlar tarafından yapıldığını belirtmektedir.
Bizanslıları Anadolu'dan çıkaran Selçuklu İmparatorluğu, 1000'li yılların ortalarından itibaren bölgenin kontrolünü ele almıştır. Ancak 1072'de Ani'nin yönetimini Kürt kökenli Müslüman Şeddadi hanedanına devretmiştir.
Bu dönemde, uçurumun kenarında Ebul Manucehr Camii inşa edilmiştir. Bugün ayakta duran minarenin, 1000'li yılların sonunda inşa edilen orijinal camiye ait olduğu, ana binanın ise 12. veya 13. yüzyılda yapılan bir ekleme olduğu tahmin edilmektedir.
Manucehr Camii'nin ana işlevi hala tartışma konusudur. Bir görüş, bu yapının Ermeni Bagratuni hanedanı için bir saray olarak inşa edildiğini, daha sonra camiye çevrildiğini savunur. Diğer bir görüş ise, yapının baştan beri cami olarak kurulduğunu ve Anadolu'daki ilk Türk camisi olduğunu öne sürer.
Sizin için Kars'taki Ani Arkeolojik Alanı'nı içeren özel bir seyahat programı hazırlamamıza ne dersiniz? Uzmanlığımızdan faydalanın. Romantik balayı turlarından manzaralı kendi kendine sürüşlü yol gezilerine, deneyimli fotoğrafçılarla fotoğraf turlarından büyük destinasyonlarda kültürel turlara kadar her ilgi alanına ve isteğe uygun özel Türkiye turları sunuyoruz. Otel rezervasyonları, havaalanı transferleri, rehberli turlar ve birinci sınıf deneyimler dahil olmak üzere Türkiye Turları için her şeyi düzenliyoruz. Türkiye'de harika vakit geçirmenizi ve seyahatinizin unutulmaz olmasını istiyoruz; çünkü Türkiye'de bizzat birçok tura eşlik ettik. Tüm seyahat detaylarınız için sadece bir kişiyle iletişim kurmayı, tam olarak seyahat ilgi alanlarınıza uygun özelleştirilmiş programlar ve öneriler almayı hayal edin. Türkiye seyahatiniz için kişiselleştirilmiş günlük bir program almak için İletişim kurun ve Turkey Tour Organizer ile iletişime geçin.
Erkan Dülger
Erkan Dulger, a seasoned expert in the travel and tourism sector, has devoted more than 17 years of his life to planning wonderful journeys for people all over the world. Erkan has made a great career as a travel consultant and prosperous business owner. He was born with a deep enthusiasm for exploration and a desire to introduce people to beautiful places.
Erkan traveled to the United States in search of knowledge and practical experience, where he spent four years honing his craft while working at various hotels. He was able to better comprehend the complexities of the travel industry as well as the various demands and expectations of travelers thanks to this priceless experience.
Erkan had always dreamed of starting his own travel business, one that would reflect his passion for crafting extraordinary travel experiences. Erkan founded his own travel company in 2015 after realizing his dream via intense determination and strong faith in his abilities.