
İstanbul'un Tarihi
İstanbul, dünyanın en büyük, en önemli ve en güzel şehirlerinden biridir. Boğaz’ın her iki yakasına yayılan muhteşem tepeler, şehrin sakinlerini ve ziyaretçilerini sürekli olarak büyüler. Dünya tarihinin en önemli komutanlarından ve devlet adamlarından biri olan Napolyon, "Eğer dünya tek bir devlet olsaydı, İstanbul başkent olurdu." demiştir. Bu gerçekten de doğrudur. İstanbul’un önemini anlamak için tarihe bakmamız gerekir.
İstanbul’un Kuruluşu - Byzantion
İstanbul’un tarihi binlerce yıl öncesine dayanır, ancak bilinen ilk yerleşim MÖ 7. yüzyılda gerçekleşmiştir. O dönemde, Antik Yunan yarımadasındaki şehir devletleri arasında Megara adında bir şehir devleti vardı. Bu şehir devletleri, o dönemin ekonomik ve kültürel açıdan en gelişmiş devletleriydi. Ekonomik gelişimlerinin en önemli nedenlerinden biri kolonileşme çabalarıydı. Megara şehir devletinin kralı Byzas, yeni bir koloni bulmak ve en iyi yerin neresi olduğunu danışmak için Delfi’deki Apollon tapınağına (Yunan mitolojisinde bilgelik tanrısı) gider. Kahin, ona körlerin topraklarının karşısındaki toprağa gitmesi gerektiğini söyler.
Byzas, bu ülkeyi bulmak için yola çıkar. Bugünkü tarihi yarımadaya (Sultanahmet bölgesi) geldiğinde, Anadolu yakasında, bugünkü Kadıköy’ün bulunduğu alanda bir yerleşim (Kalkedon) görür. Böylesine güzel bir bölge varken, insanların karşı kıyıda bir yerleşim kurmasına şaşırır. Karşıda yaşayanların kör olduğunu düşünür. Kahinin söylediklerini hatırlar ve bulunduğu bölgeye bir koloni kurar. Bu koloni, kralın adını alır ve Byzantion / Byzantium olur.
Konstantin ve Konstantinopolis
Byzantion, MS 4. yüzyıla kadar önemsiz bir şehir olarak kaldı. Byzantion’un kaderi, 312 yılında Konstantin’in İmparator olmasıyla değişti. Konstantin’in annesi Helena, iyi bir Hristiyandır. Sürekli olarak oğluna Hristiyanlığı anlatır ve onun için dua eder. Taht mücadeleleri sırasındaki son savaşından önce, Konstantin bir vizyon nedeniyle Hristiyanlığa eğilim göstermeye başlar. Ardından, Hristiyanlara dini özgürlük verecek olan Milano Fermanı’nı imzalar. Bu fermanla, 300 yıldır süren Hristiyanlara yönelik zulüm sona erer ve bu, Konstantin’in en büyük başarılarından biridir.
Konstantin’in bir başka büyük projesi vardır. Bu proje, imparatorluğun başkentini başka bir yere taşımaktır. Çünkü Roma, kuzeyden gelen barbar akınlarına karşı savunmasızdır. Bu doğrultuda, Nikomedia (bugünkü İzmit bölgesi), Troya ve Byzantion (bugünkü İstanbul) üzerinde düşünür. Konstantin, Byzantion’da karar kılar. Byzantion’u seçmesinin en büyük nedenlerinden biri, şehrin konumudur. Marmara Denizi, Boğaz ve Haliç nedeniyle bir yarımada olması, Roma gibi yedi tepeye sahip olması ve ticaret yollarını kontrol etme konusundaki eşsiz avantajı, Konstantin’in kararında etkili olur. Bir diğer motivasyon ise şehrin büyümeye, değişime ve gelişime açık olmasıdır. Çünkü Roma’nın pagan mirasını yok etmek yerine, doğrudan Hristiyan bir şehir olarak yeni bir başkent inşa etme şansı vardır.
Konstantin, 330 yılında Roma İmparatorluğu’nun başkentini Byzantion’a taşır ve şehre Nova Roma, yani Yeni Roma adını verir. Konstantin’in ölümünden sonra şehir, Konstantinopolis adını alır. Konstantinopolis, yeni bir çağın yeni başkenti olur.
İstanbul ve Hristiyanlık
İstanbul, 300 yıl süren ve Hristiyanların sürekli zulüm gördüğü karanlık dönemin sonunda yeni bir dönemi temsil eder. Konstantin ile başlayarak ve Hristiyan Roma İmparatorları yönetiminde Roma İmparatorluğu’nun başkenti olarak, İstanbul Hristiyanlık tarihinin en önemli şehirlerinden biri haline gelir. Bugün tüm Hristiyanlar tarafından ortak kabul edilen konseyler (İznik Konsili, Kalkedon (Kadıköy) Konsili ve Konstantinopolis Konsili) İstanbul’un başında olduğu dönemde düzenlenmiştir.
İmparator Theodosius döneminde, Hristiyanlık, Selanik Fermanı ile Roma İmparatorluğu’nun resmi dini haline gelir. Başkent Konstantinopolis, giderek bir Hristiyan merkezine dönüşür.
İstanbul’da Roma İmparatorluğu’ndan kalma birçok yapı bulunabilir. Bunların en önemlileri Valens Kemeri (MS 364), Ayasofya (MS 537), Yerebatan Sarnıcı (MS 532), Aya İrini (MS 537), Galata Kulesi (MS 528)’dir.
İstanbul’un Fethi (1453)
İstanbul, 29 Mayıs 1453’te Fatih Sultan Mehmet komutasındaki Osmanlı Ordusu tarafından fethedilir. Fetih sonrası, Ayasofya gibi birçok kilise camiye çevrilir. Kiliselerin camiye dönüştürülmesi sırasında sanata düşkün olan Fatih Sultan Mehmet, mozaiklerin ve diğer sanat eserlerinin yok edilmemesini, sıva ile kapatılmasını emreder. Artık Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olan İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışına kadar başkent olarak kalır.
İstanbul’daki Osmanlı Yapıları
İstanbul’da birçok Osmanlı eseri görülebilir. Binlerce cami, saray, kışla, okul, hamam arasında Sultanahmet Camii (1616), Süleymaniye Camii (1557), Topkapı Sarayı (1465), Rumeli Hisarı (1452), Dolmabahçe Sarayı (1856) gibi muhteşem eserler bulunmaktadır.
Konstantinopolis mi, İstanbul mu?
Ülkemizde bir yanlış anlaşılma vardır. Şehrin adının 1453’teki fetihten sonra Konstantinopolis’ten İstanbul’a değiştirildiği şeklinde bir algı vardır ve bu kesinlikle yanlış bir bilgidir.
İstanbul’un fethinden sonra şehir, yüzyıllar boyunca Konstantinopolis veya Konstantiniyye olarak anılmaya devam eder. Şehir, Cumhuriyet dönemine kadar Konstantiniyye olarak adlandırılır. Bunu birçok Osmanlı kaynağında görebiliriz. Şehrin yaygın adı olan Konstantiniyye, “Konstantin’in şehri” anlamına gelir. İstanbul kelimesi de Yunanca’dan gelir. Stan Polis kelimelerinin birleşik hali olan İstanbul, aslında “Şehre gidiyorum” anlamına gelir.
Türkiye Cumhuriyeti, 1929 yılında Konstantinopolis’in resmi adı olarak İstanbul’a yönelir.
İstanbul şehrini de içeren özel bir seyahat planı hazırlamamız ister misiniz? Uzmanlığımızdan faydalanın. Romantik balayı turlarından, manzaralı kendi kendine sürüşlü yol gezilerine, deneyimli fotoğrafçılarla fotoğraf turlarından, büyük destinasyonlarda kültürel turlara kadar her ilgi alanına ve isteğe uygun özel Türkiye turları sunuyoruz. Otel rezervasyonları, havaalanı transferleri, rehberli turlar ve birinci sınıf deneyimler dahil olmak üzere Türkiye Turları için her şeyi düzenliyoruz. Türkiye’de harika vakit geçirmenizi ve seyahatinizin unutulmaz olmasını istiyoruz; çünkü Türkiye’de bizzat birçok tura eşlik ettik. Tüm seyahat detaylarınız için sadece bir kişiyle iletişim kurmayı, tam olarak seyahat ilgi alanlarınıza uygun özelleştirilmiş seyahat planları ve öneriler almayı hayal edin. Türkiye seyahatiniz için kişiselleştirilmiş günlük bir seyahat planı almak için İletişim kurun.
Erkan Dülger
Erkan Dulger, a seasoned expert in the travel and tourism sector, has devoted more than 17 years of his life to planning wonderful journeys for people all over the world. Erkan has made a great career as a travel consultant and prosperous business owner. He was born with a deep enthusiasm for exploration and a desire to introduce people to beautiful places.
Erkan traveled to the United States in search of knowledge and practical experience, where he spent four years honing his craft while working at various hotels. He was able to better comprehend the complexities of the travel industry as well as the various demands and expectations of travelers thanks to this priceless experience.
Erkan had always dreamed of starting his own travel business, one that would reflect his passion for crafting extraordinary travel experiences. Erkan founded his own travel company in 2015 after realizing his dream via intense determination and strong faith in his abilities.