
Truva Antik Kenti
Troya Antik Kenti
Troya Antik Kenti, Çanakkale’den 30 km uzaklıkta, Tevfikiye Köyü’nün batısında yer alan Hisarlık Tepesi’nde bulunmaktadır. İlk olarak, şehir girişinde büyük bir ihtişamla yükselen ve 1975 yılında bir Türk sanatçı tarafından yorumlanan ünlü Truva Atı modeli, mitolojinin konusu olup ziyaretçilerini selamlar.
Antik Kent hakkında detaylara girmeden önce, Truva Atı’nın hikayesi ve Homeros’tan bahsetmek gereklidir çünkü bu şehrin bu kadar önemli olmasının en büyük nedeni, Antik Dünya’nın ünlü şairlerinden Homeros tarafından derlenen İlyada Destanı’na konu olmasıdır.
MÖ 9. yüzyılda yaşadığı düşünülen İyonyalı şair Homeros, Yunanistan anakarasında yaşayan Akhalar ile İlyada Destanı’nın yerel Troyalıları arasındaki savaşı anlatır. Troya Kralı’nın oğlu Paris, Akha Kralı’nın eşi Sparta’lı Helen’e aşık olur ve onu alarak Troya’ya kaçar. Böylece, başlayan ve yıllarca süren savaşı anlatan destan, en eski yazılı edebi metinlerden biri olması nedeniyle edebiyat dünyası için büyük bir öneme sahiptir. Ancak, gerçeklere gelince, Yunan mitlerini tarih olarak algılamamalı, efsanelerin tadını çıkarmalı, ancak nihayetinde veri tabanlı kanıtlardan bahsetmelidir.
Truva Atı’na gelince, İlyada’da yeri olmayan bu unsur, Homeros’a atfedilen bir sonraki destan olan Odysseia’da geçer. Troyalılara karşı savaşı kazanmak için Akhalar, Akha’nın ünlü kralı Odysseia’nın önerisiyle dev bir ahşap at yapar, içine askerlerini yerleştirir ve Troya surlarının önüne bırakır. Troyalılar, atın kutsal olduğunu düşünerek şehre alır. Gece yarısı, atın içinde saklanan Akha askerleri dışarı çıkar, Troya’yı yok eder ve Helen ile birlikte Yunanistan’a döner. Troyalılar ise yıkılan şehirlerini yeniden inşa ederek hayatlarına devam eder.
Troya, ilk kurulduğunda bir liman şehriydi. Ancak, çevresindeki Karamenderes ve Dürmek derelerinin taşıdığı alüvyonlar nedeniyle denizin dolduğu ve şehrin denizden uzaklaşarak zamanla önemini kaybettiği bilinmektedir. Günümüzdeki konumu Ege Denizi’nden 6 km, Çanakkale Boğazı kıyısından ise 4.5 km uzaklıktadır.
Troya’daki en erken yerleşim MÖ 3000’li yıllara dayanır. Erken Tunç Çağı ile başlayan yerleşim, Romalılarla sona erer. Yani Troya, 5.000 yıllık tarihiyle dünyanın en önemli antik şehirlerinden biridir.
İlk kazılar, 1870’lerde Alman tüccar ve arkeolog Heinrich Schliemann tarafından Osmanlı İmparatorluğu’nun izniyle gerçekleştirilmiştir. Kazılar sırasında ortaya çıkarılan birçok eser, o dönemde Troya Hazinesi ile birlikte yurtdışına götürülmüştür. Bu eserlerin çoğu Schliemann tarafından önce Yunanistan’a, ardından Almanya’ya taşınmıştır. İkinci Dünya Savaşı sırasında bunların çoğu Rusya tarafından ganimet olarak alınmış ve Moskova’ya götürülmüştür.
Troya yerleşiminde 9 farklı şehir katmanı bulunmaktadır. Kazı alanında numaralarla açıkça belirtilen her katman, şehrin geçmişinde belirli bir zaman dilimine aittir. Bu, bölgenin özellikle depremlerle birçok kez yıkılıp yeniden inşa edildiğini gösterir. Yani bu eşsiz coğrafya, tarih boyunca birçok medeniyetin beşiği olmuştur.
Evlerin yapımında kullanılan kerpiç nedeniyle, zamanla biriken katmanlar yapay bir tepe oluşturmuştur. Uzun süredir devam eden kazılarda yaklaşık 50 farklı yapı evresi tespit edilmiştir.
Troya 1
MÖ 3000-2500 yılları arasına tarihlenen bu katman, 10 farklı yapı seviyesiyle ilk yerleşim evresini gösterir. Ege kültürü izleri taşıyan, 115 m uzunluğunda olduğu belirlenen kuleler ve duvarlarla korunan Troya 1, yıkıma uğramıştır. Troya’nın 1. katmanındaki dar ve uzun evlerde, iki ocak bulunan büyük bir oda yer alır.
Troya 2
MÖ 2500-2200 yılları arasına tarihlenen bu kültürel katman, 7 farklı yapı seviyesinden oluşur. Bu katman, yerleşim ve mimari açısından ilk döneme göre bir gelişme olduğunu gösterir. Dar sokaklar boyunca yan yana çok odalı evler ve kısmen daha küçük evler bulunmaktadır. Bu katmanda ortaya çıkarılan sütunlu avluya sahip Megaron (çok odalı ev), ilginç bir buluntudur. Ayrıca, mimaride sütun kullanımı bu evrede ilk kez görülür. Arkeolojik bulgular, Troya 2’nin yangınla yok olduğunu gösterir.
Schliemann, bulduğu hazinenin Truva Savaşı sırasındaki Kral Priamos’a ait olduğunu düşünür. Ancak, hazinenin bulunduğu katman, Truva Savaşı’ndan 1.000 yıl öncesine tarihlenir.
Troya 3
MÖ 2200-2050 yılları arasına tarihlenen bu yerleşim, daha geniş bir alana yayılır ve plansız bir şehir oluşumunu işaret eder.
Troya 4
MÖ 2050-1900 yılları arasındaki bu katman, 5 yapı seviyesinden oluşur ve Schliemann’ın kazıları nedeniyle ciddi şekilde zarar görmüştür.
Troya 5
MÖ 1900-1800 yılları arasındaki yerleşimde, önceki iki döneme göre mimari ve kentleşme açısından gelişme gözlemlenir. Buradaki evler planlıdır, birkaç oda ve avluya sahiptir ve büyük bir salona sahiptir.
Troya 6
MÖ 1800-1300 yılları arasına tarihlenir. 8 yapı seviyesinden oluşur. Bu dönemde Orta Anadolu’da Hititlerin varlığı bilinmektedir. Mimarideki gelişme dikkat çekicidir. İki sıra sütun kaidesine sahip ev, Anadolu mimarisine sahiptir; sarnıç ve 8 m derinliğindeki kuyu yapıları bu döneme aittir. Kireç taşından yeniden inşa edilen duvarlar, özenli bir işçilik taşır. Duvarlar, gözetleme amacıyla inşa edilen kulelerle desteklenmiştir. Troya 6 evresi, Truva efsanesinin dönemine denk gelir. Bazı bilim insanlarına göre büyük bir depremle yok olmuştur.
Troya 7
MÖ 1300-1100 yılları arasına tarihlenir. Bu evre, yangın ve yıkımla sona ermiştir.
Troya 8
Birkaç yüz yıllık bir yerleşim boşluğu vardır. MÖ 700-85 yılları arasına tarihlenir. Perslerin, ardından Makedon Kralı Büyük İskender’in dönemidir. Buradaki en önemli tapınak Athena Tapınağı’dır. Ancak tapınağın bulunduğu yer Schliemann tarafından tahrip edildiği için bugün bir çukur şeklindedir ve Schliemann Çukuru olarak adlandırılır.
Troya 9
MÖ 85 ve MS 500 yılları arasına tarihlenir. Romalıların dönemidir. Bu dönemde Troya, önemli ticaret merkezlerinden biri haline gelmiştir. Roma tiyatrosu ve bouleuterion (parlamento) kalıntılar arasındadır.
Troya Antik Kenti’ni de içeren özel bir seyahat planı hazırlamamız ister misiniz? Uzmanlığımızdan faydalanın. Romantik balayı turlarından, manzaralı kendi kendine sürüşlü yol gezilerine, deneyimli fotoğrafçılarla fotoğraf turlarından büyük destinasyonlarda kültürel turlara kadar her ilgi alanına ve isteğe uygun özel Türkiye turları sunuyoruz. Otel rezervasyonları, havaalanı transferleri, rehberli turlar ve birinci sınıf deneyimler dahil olmak üzere Türkiye Turları için her şeyi düzenliyoruz. Türkiye’de harika vakit geçirmenizi ve seyahatinizin unutulmaz olmasını istiyoruz; çünkü Türkiye’de bizzat birçok tura eşlik ettik. Tüm seyahat detaylarınız için sadece bir kişiyle iletişim kurmayı, tam olarak seyahat ilgi alanlarınıza uygun özelleştirilmiş güzergahlar ve öneriler almayı hayal edin. Türkiye seyahatiniz için kişiselleştirilmiş günlük bir güzergah almak için İletişim kurun ve Turkey Tour Organizer ile iletişime geçin.
Serdar Akarca
Since 2008, Serdar Akarca, a highly accomplished Senior Software Engineer, has significantly contributed to a number of projects. He inevitably ran across his friend Erkan because of his unwavering desire for traveling to new places and immersing himself in other cultures. Together, they established Turkey Tour Organizer Co., where Serdar is in charge of running the business's website and social media pages.
Beyond his technical abilities, Serdar has a genuine curiosity to experience various cultures and a strong interest in travel. His dedication to exhibiting Turkey's beauty and giving tourists an amazing experience across the nation's great destinations is motivated by this passion.